Yaşamını devrim ve sosyalizmin zaferine adamış, dünya proletaryası ve emekçi halkların kalbine taht kurmuş, uluslararası komünist hareketin büyük önderlerinden olan ve Stalin takma adıyla bilinen Josef Vissarionoviç Çugaşvili, Gori kasabasında yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Tiflis’de gittiği ilahiyat okulu; Narodnizmden enternasyonal marksizme kadar çeşitli fikirlerin gençlik arasında hızla yayıldığı bir merkezdi. Stalin, okulda bir süre faaliyet yürüttükten sonra 1898’de RSDİP’in Tiflis örgütüne üye oldu. Tiflis’de marksizmin yayılmasında belirleyici bir rol üstlendi. Stalin, 1901’den 1917’ye kadar profesyonel bir devrimcinin kahramanlık, fedakârlık ve süreklilik arzeden çabalarla dolu bir yeraltı yaşamı sürdürdü. Tiflis, Bakü, Batum illerinde, işçilerin her mücadelesinde Stalin’in başında olduğu RSDİP Batum komitesinin belirleyici rolü oldu. 1902’de çarlık polisi tarafından tutsak edildiğinde parti ll. Kongre sonuçlarını öğrendi ve tereddütsüzce Lenin ve Bolşeviklerden yana tavır koydu. Stalin tam 13 kez gözaltına alındı ve yaklaşık 9 yılını zindanlarda geçirdi. Tasfiyeciliğe, reformizme ve kitle çalışmasını baltalayanlara karşı uzlaşmaz bir savaşım verdi. 1910’da merkez komiteye seçildi. 1912’de Rusya sorumluluğuna atandı. ‘17 Şubat Devrimi’nde sürgündeydi. 1917 Ekim Devrimi’nin ayaklanma komutanı, Rusya proletaryasının önderi Stalin, 1923 yılına dek Milliyetler Halk Komiseri olarak görev yaptı. İç savaşta; devrim düşmanlarına karşı amansızlığıyla Sovyetler Birliği’nin kurulması, ulusların özgürlüğe kavuşmasında Lenin’le birlikte başrolü oynadı. Stalin; halkın iktidarını elinden almaya yönelen, partiyi ve sosyalist iktidarı yıkmaya yönelik her türden saldırı içinde olan ve emperyalistlerle işbirliği içindeki Troçki ve şurekasına proletarya iktidarının disiplinini gösterdi. 20 milyon Sovyet yurttaşının şehit düştüğü faşizm belasından hem Sovyet halkları, hem de Balkanlar, Avrupa halkları, Stalin’in komutanlığı ve devrimci önderliği sayesinde kurtuldu. Bu nedenledir ki karşıdevrimin dünkü ve bugünkü korkusu hiç de boşuna değildir.
DersimDGH