Mide kanseri nedeniyle uzun süredir tedavi gören Kürt yazar Mehmet Uzun vefat etti. Geçen yıl Ekim ayında Diyarbakır’ın büyüsüyle yaşama dönen Uzun, bir yıl sonra yine aynı ayda gözlerini yumdu yaşama.
Hastalığında kısmi düzelme görülen Uzun, dün aniden fenalaşarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi'ne kaldırıldı. Uzun, bugün saat 11.05'te yaşama gözlerini yumdu. Uzun en son kendisini yaşama bağlayan Diyarbakır’da 16 Ekim 2006 tarihinde taburcu olmuştu.
DİYARBAKIR ONU YAŞAMA DÖNDÜRMÜŞTÜ
Bir yıl sonra aynı Ekim ayında yaşamını yitirdi. Geçen yıl taburcu olduğu gün Mehmet Uzun, “Yukarı Mezopotamya toprağının, Diyarbakır’ın bana şifa olacağından emindim. Halkımın moral desteği ile bugünlere geldim. Ez qurbana wan im ” diyordu. Diyarbakır’ın büyüsü onu tekrar yaşama döndürmüştü. Zira Amerika ve İsveç’te yapılan tedaviler sonuç vermemiş ve bir haftalık ömrü var demişlerdi.
‘’Beni Diyarbakır ayağa kaldırdı’’ diyen Mehmet Uzun, geçen yıl 13 Aralık 2006’da Diyarbakır Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı'ya yaptığı ziyaret sırasında bu yüzden Diyarbakır romanını yazacağını söylüyordu.
BARIŞA OLAN UMUDU
Barış ve kardeşliğe olan umudunu her fırsatta dile getiren yazar Kürt sorununun çözüleceğini, ‘’bunun için çalışmak ve üretmek zorundayız’’ diyordu. Uzun barışa bir mektup da yazmıştı. 14 Ocak 2007 tarihinde Türkiye Barışını Arıyor konferansının kapanış konuşmasını yapması gereken, ancak sağlık sorunları nedeniyle Ankara’ya gidemeyen Uzun, konferansa “Türkiye’de Barış ve Umutlar” başlıklı bir konuşma metni göndermişti. Uzun mektubunda barışa olan umudunu dile getiriyordu.
‘’Konumuz barış ve barışla ilgili her şeye umutla başlamak gerektiğine inanıyorum’’ diyen Uzun, ‘’Daha fazla romantik ya da ilgi çekici olmak için değil, tersine daha fazla hakikatlere yakın olmak için umuda ihtiyacımız var. Umut, yaşanan hakikatlerin bir üst düzeyidir; arzuladığımız hakikatlerin dinamosudur. Barışa ilişkin eylem planımızın ilk adımıdır. İnsanlık tarihinin bize öğrettiği hakikatlerden biri de şu; hiçbir siyasal ya da toplumsal atılım, değişim ve yenilenme umudu olmadan gerçekleşmez. Umut imkansız bir sevda değil, imkansızı gerçeğe dönüştürecek bir yol haritasıdır’’ sözleri ile umudu anlatıyordu.
Eğer insanlık, tüm olumsuzluklara, felaketlere ve musibetlere rağmen bugünkü haline ulaşmışsa, bunda umudun belirleyici bir rolü olduğunu söylüyordu. Uzun, ‘’En berbat koşullarda bile umutlu olmamızı gerektirecek çok fazla neden var’’ diye not düşüyordu.
KÜRTÇE’YE ROMANLARIYLA HAYAT VERDİ
Kürtçe'nin bir edebiyat dili olmasında önemli katkıları olan Mehmet Uzun aynı zamanda modern Kürt romanının da kurucusu sayılıyor. Asimilasyon ve yasaklarla boğuşan bir dil olan Kürtçe'ye romanlarıyla hayat veren Mehmed Uzun, 1953 Siverek'te doğdu. 1977 yılından beri İsveç'te yaşayan Uzun, Kürtçe, Türkçe ve İsveççe yazdığı kitapları yirmiye yakın dilde yayınlandı. 1985 yılından bu yana romanlarını kaleme alan Uzun hakkında Türkiye'de çok sayıda dava açıldı.
Mehmet Uzun yıllar İsveç Yazarlar Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. Ayrıca İsveç Pen Klübü ve Uluslararası Pen Klüp'te aktif çalıştı. İsveç ve Dünya Gazeteciler Birliği'nin de üyesi olan Uzun'un bugüne kadar çok sayıda Kürtçe roman yazdı.
Mehmed Uzun, "Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık" romanı ve "Nar Çiçekleri" adlı deneme kitabı ile ilgili olarak 2001 baharında yargılandı. Aynı yıl Türkiye Yayıncılar Birliği'nin her yıl verdiği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü'nü, roman sanatına ilişkin belirleyici katkılarından dolayı Berlin Kürt Enstitüsü'nün Edebiyat Ödülünü, yarattığı edebiyat ve sözün özgürlüğüne ilişkin duruşundan dolayı İskandinavya'nın en önemli ödüllerinden olan Torgny Segerstedt Özgürlük Kalemi Ödülünü ve 2002'de İsveç kültür yaşamına sunduğu değerli katkılarından dolayı İsveç Akademisi'nin Stina-Erik Lundeberg Ödülü'nü aldı.
Hastalığında kısmi düzelme görülen Uzun, dün aniden fenalaşarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi'ne kaldırıldı. Uzun, bugün saat 11.05'te yaşama gözlerini yumdu. Uzun en son kendisini yaşama bağlayan Diyarbakır’da 16 Ekim 2006 tarihinde taburcu olmuştu.
DİYARBAKIR ONU YAŞAMA DÖNDÜRMÜŞTÜ
Bir yıl sonra aynı Ekim ayında yaşamını yitirdi. Geçen yıl taburcu olduğu gün Mehmet Uzun, “Yukarı Mezopotamya toprağının, Diyarbakır’ın bana şifa olacağından emindim. Halkımın moral desteği ile bugünlere geldim. Ez qurbana wan im ” diyordu. Diyarbakır’ın büyüsü onu tekrar yaşama döndürmüştü. Zira Amerika ve İsveç’te yapılan tedaviler sonuç vermemiş ve bir haftalık ömrü var demişlerdi.
‘’Beni Diyarbakır ayağa kaldırdı’’ diyen Mehmet Uzun, geçen yıl 13 Aralık 2006’da Diyarbakır Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı'ya yaptığı ziyaret sırasında bu yüzden Diyarbakır romanını yazacağını söylüyordu.
BARIŞA OLAN UMUDU
Barış ve kardeşliğe olan umudunu her fırsatta dile getiren yazar Kürt sorununun çözüleceğini, ‘’bunun için çalışmak ve üretmek zorundayız’’ diyordu. Uzun barışa bir mektup da yazmıştı. 14 Ocak 2007 tarihinde Türkiye Barışını Arıyor konferansının kapanış konuşmasını yapması gereken, ancak sağlık sorunları nedeniyle Ankara’ya gidemeyen Uzun, konferansa “Türkiye’de Barış ve Umutlar” başlıklı bir konuşma metni göndermişti. Uzun mektubunda barışa olan umudunu dile getiriyordu.
‘’Konumuz barış ve barışla ilgili her şeye umutla başlamak gerektiğine inanıyorum’’ diyen Uzun, ‘’Daha fazla romantik ya da ilgi çekici olmak için değil, tersine daha fazla hakikatlere yakın olmak için umuda ihtiyacımız var. Umut, yaşanan hakikatlerin bir üst düzeyidir; arzuladığımız hakikatlerin dinamosudur. Barışa ilişkin eylem planımızın ilk adımıdır. İnsanlık tarihinin bize öğrettiği hakikatlerden biri de şu; hiçbir siyasal ya da toplumsal atılım, değişim ve yenilenme umudu olmadan gerçekleşmez. Umut imkansız bir sevda değil, imkansızı gerçeğe dönüştürecek bir yol haritasıdır’’ sözleri ile umudu anlatıyordu.
Eğer insanlık, tüm olumsuzluklara, felaketlere ve musibetlere rağmen bugünkü haline ulaşmışsa, bunda umudun belirleyici bir rolü olduğunu söylüyordu. Uzun, ‘’En berbat koşullarda bile umutlu olmamızı gerektirecek çok fazla neden var’’ diye not düşüyordu.
KÜRTÇE’YE ROMANLARIYLA HAYAT VERDİ
Kürtçe'nin bir edebiyat dili olmasında önemli katkıları olan Mehmet Uzun aynı zamanda modern Kürt romanının da kurucusu sayılıyor. Asimilasyon ve yasaklarla boğuşan bir dil olan Kürtçe'ye romanlarıyla hayat veren Mehmed Uzun, 1953 Siverek'te doğdu. 1977 yılından beri İsveç'te yaşayan Uzun, Kürtçe, Türkçe ve İsveççe yazdığı kitapları yirmiye yakın dilde yayınlandı. 1985 yılından bu yana romanlarını kaleme alan Uzun hakkında Türkiye'de çok sayıda dava açıldı.
Mehmet Uzun yıllar İsveç Yazarlar Birliği yönetim kurulu üyeliği yaptı. Ayrıca İsveç Pen Klübü ve Uluslararası Pen Klüp'te aktif çalıştı. İsveç ve Dünya Gazeteciler Birliği'nin de üyesi olan Uzun'un bugüne kadar çok sayıda Kürtçe roman yazdı.
Mehmed Uzun, "Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık" romanı ve "Nar Çiçekleri" adlı deneme kitabı ile ilgili olarak 2001 baharında yargılandı. Aynı yıl Türkiye Yayıncılar Birliği'nin her yıl verdiği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü'nü, roman sanatına ilişkin belirleyici katkılarından dolayı Berlin Kürt Enstitüsü'nün Edebiyat Ödülünü, yarattığı edebiyat ve sözün özgürlüğüne ilişkin duruşundan dolayı İskandinavya'nın en önemli ödüllerinden olan Torgny Segerstedt Özgürlük Kalemi Ödülünü ve 2002'de İsveç kültür yaşamına sunduğu değerli katkılarından dolayı İsveç Akademisi'nin Stina-Erik Lundeberg Ödülü'nü aldı.